Büyük Korubeni (Phengaris arion (Linnaeus, 1758))

Büyük Korubeni (Phengaris arion (Linnaeus, 1758)) Türkiye Dağılım Haritası

Son Güncelleme: Salı, 24 Ekim, 2023 - 22:51 - Kaynaklar: A.Koçak + Trakel.org + Adamer Kelebek + Kelebek Türk
Lokman BAŞ
Açıklama / Genel Bilgiler

Dünya genelinde nesli hızla tükenmekte olan bir türdür. Yasal olarak koruma altındadır. Bir çok ülkede yaşadığı alanlar koruma altına alınmıştır. Her iki kanat altlarında kanatların kenarlarındaki iki sıra siyah nokta karakteristiktir. Dişiler diğer tüm kelebeklerde olduğu gibi yumurtalarını yaprakların üzerine bırakır. Yumurtadan çıkan tırtıl ilk üç evresini yapraklarla beslenerek geçirir ve üçüncü evrede ölü numarası yapar. Arka tarafından salgıladığı şekerli sıvı nedeniyle karıncalar tarafından karınca yuvasına taşınan tırtıl burada farkettirmeden karınca larvalarını yemeye başlar. Proteince zengin bir besinle beslenir ve toprağın altında düşmanlarından da korunmuş olur. 20 Haziran 2018 tarihindeki yapmış olduğum gözlemde (http://www.kelebekler.org/kayit/20-haziran-2018-kozlu-yolu-gozlemi) dişinin Origanum vulgare subsp. viridulum (İstanbul kekiği) bitkisinin tomurcuğundak taç yaprakların arasına yumurta bıraktığını gözlemledim, gözlem linkindeki detaylarda ve ekteki habitat/konak fotoğraflarında yumurtası mevcuttur. Yumurtayı görüntüleyebilmek için en dıştaki taç yaprağı biraz açmak zorunda kaldım. (Lokman Baş-20 Haziran 2018 Erbaa Kozlu Yolu Gözlem Kayıtları) Erkeklerde , kanatların siyah kenar çizgili üst yüzü derin mavidir. Mavi tonların kanatların bazal bölgesi ile sınırlı olduğu dişide, kirli siyah kenar bantları çok kalındır. Erkek ve dişide kanatların alt yüzü grimsi kahverengidir. Her iki kanat üzerinde silik gri beneklerden oluşan bir kenar bandı ve beyaz halkalı siyah beneklerden oluşan ve oldukça eğri bir hat çizen bir orta dış bandı bulunur. Genellikle 2000 metre civarında nemli çayırlar, orman kenarlarında yaşarlar.

Türkiye Dağılımı Ali DEMİRSOY Listesi: G. (M.) arion arion (Linnaeus. 1758): Ağrı, Amasya, Artvin, Bitlis, Bolu, Bursa, Erzincan, Erzurum, Gümüşhane, İstanbul, Kars, Muş, Tunceli, Van, Bayburt. Ardahan, Iğdır + Lokman Baş-Gökhan Sözal: Tokat (Erbaa)

Büyük Korubeni (Phengaris arion) kelebeğinin İngiltere'de Yok Olduktan Sonra Yeniden Var Oluşuyla İlgili Bir Araştırma Sonucu

Bu araştırma sonucunda P. arion'un karıncalarlar ile (Myrmica türleri) ve diğer canlı türleri olan ilişkisi tespit edilmiştir.

19. yüzyılın sonlarına doğru İngiltere'nin güneyinde, Büyük Korubeni kelebeğinin (Phengaris arion (Lepidoptera: Lycaenidae)) popülasyonlarında ciddi bir azalma rapor edilmiş, daha sonra bu durum kötü hava koşullarına bağlanmıştır. 20. yüzyılın ortalarına gelindiğinde ise, İngiltere'nin güney kesimlerinde bu göz alıcı tür, yaklaşık 30 koloni ile sınırlı kalmıştır. 1974 yılında yalnızca bir veya iki koloni kalmış ve 1950'de 100.000 olarak hesaplanan ergin birey popülasyonu ortalama 20 yıl içerisinde 250 bireye kadar düşmüştür. Arka arkaya iki sıcak ve kurak üreme sezonunun ardından, 1979 yılında İngiltere'de türün nesli tükenmiştir, Türün oldukça güzel ve dikkat çekici olması ve toplayıcılar tarafından özellikle aranması, ölçüsüz toplama faaliyetlerinin en azından uzun vadede türün bozulan iklim koşullan karşısında zayıflamasına ve dolayısıyla azalmasına sebep olduğu yönündeki varsayımlar gündeme getirmiştir. 1930'larda türü ve habitatını koruma adına, gerek toplayıcılar gerekse yerli çiftlik hayvanlarına karşı önlem amaçlı kurulan bir koruma alanına rağmen bu azalış devam etmiştir.

Belli ki, zaman içerisinde habitat değişmiş, hatta bu değişim Büyük Korubeni kelebeğinin tırtıllarının erken larva evresindeki konak bitkisi olan yabani kekik (Thymus praecox) popülasyonlarının da azalmasına sebep olmuştur. Otlayan tavşanların hastalık sonucu ortamdan kaybı, ayrıca sığır ve koyunların koruma alanından uzaklaştırmasına bağlı olarak kısa boylu çayırlık alan, yerini çalımsı vejetasyona bırakmıştır. Kekik azalışı durdurulmasına rağmen, İngiltere'de bu kelebekler yok olma sınırına kadar gelmiştir.

Büyük Korubeni kelebeğinin Avrupa kıtasından İngiltere’ye yeniden aşılanmasına yönelik çalışmalar çok daha kompleks bir hikâyeyi gözler önüne sermiştir. İngiltere'deki ve Avrupa kıtasındaki P. Arion kelebeğin larvası Myrmica türlerine ait kırmızı karıncaların kolonilerinde zorunlu avcılardır. Kelebek larvaları, bir Myrmica yuvasına girerek oradaki karınca larvalarıyla beslenmek durumundadır Benzer avcı davranışı ve/veya beslenme amaçlı karıncalan onların kendi yavrularıymış gibi kandırma davranışı, tüm dünya genelinde çoğu Lycaenidae üyesinin doğal yaşamı gereği sahip olduğu özelliklerdir. Larva evresinde beslenilen konak bitki üzerine bırakıldıktan sonra yumurtadan çıkan P. arion kelebek tırtılı, dördüncü ve son deri değiştirme evresine kadar, Ağustos gibi, kekik çiçekleriyle beslenir. Günbatımında tırtıl, kendisini konak bitkiden yere atarak hareketsiz bir şekilde bir Myrmica karıncasının kendisini bulmasını bekler. İşçi karınca uzunca bir süre, muhtemelen bir saatten daha fazla, larvayla meşgul olur ve bu süre zarfında tırtılın dorsal balözü bezlerinden salgılanan şekerle beslenir. Bir müddet sonra tırtıl şişer ve kendisiyle meşgul karıncayı kaçak bir karınca yavrusuyla ilgilendiğine ikna etmeye yönelik bir pozisyon sergiledikten sonra, karınca tarafından yuvaya taşınır. Bu evreye kadar tırtılın ergin öncesi gelişimi üstü kapalı bir şekilde devam ederken, yuvada karınca yavrularıyla beslenmeye başlar ve takip eden yılın yaz başlangıcında pupa evresine geçene kadar yaklaşık 9-10 ay gelişimini bu şekilde sürdürür. Başarılı bir pupa evresine geçiş için, tırtılın ortalama 230 karınca yavrusuna ihtiyacı vardır. Görünen o ki, tırtıl yuva içerisinde bir takım dış kimyasallar salgılayarak diğer karınca yavrularını taklit etmek suretiyle avlanmaktan kurtulmakta, hatta muhtemelen kraliçe arınınkine benzer sesler çıkararak koloni içerisinde özel bir ilgiye de maruz kalmaktadır. Ergin kelebek yazın pupadan çıkar ve karıncalar bu davetsiz misafiri fark etmeden önce hızlıca yuvadan uzaklaşır.

Karınca kolonisine kendisini kabullendirme ve aralarına karışma bu kelebeğin yaşam hikâyesinin en kritik dönemini oluşturur. Bu karmaşık sistem, "doğru" karıncanın, Myrmica sabuleti ortamda bulunmasını gerektirir ki, bu da sırasıyla kısa boylu çayırlıklara ve bununla ilişkili uygun mikroklimatik şartlara bağlıdır. Uzun boylu otlar daha serin olan toprağa yakın kesimlerde farklı bir mikroiklime yol açar, dolayısıyla bu koşulları tercih eden diğer Myrmica türlerine davetiye çıkarır: örneğin M. sabuleti yerine geçen Myrmica scabrinodes gibi. Her ne kadar tırtıllar herhangi bir Myrmica türü ile bağlantı kurmada ayrım gözetmese de esasen hayatta kalma buna bağlı olarak önemli ölçüde değişmektedir: M. sabuleti ile hayatta kalma oranı yaklaşık % 15'lerde iken, M. scabrinodes ile bu oran dramatik bir şekilde azalarak % 2'den daha az bir başarı oranıyla sonuçlanmaktadır. P. arion populasyonlarının başarılı bir şekilde devamı için, en az % 50'den fazla bireyin karıncalar tarafından yuvaya taşınma işleminin M. sabuleti ile gerçekleşmesi gerekir.

Hayatta kalmayı etkileyen diğer faktörler ise; karınca kolonisinde kanatlı kraliçelerin olmamasına, tırtılın beslenme ihtiyacını karşılamak üzere larva verecek en az 400 kadar iyi beslenmiş işçilerin varlığına ve konağı olan kekik bitkisinin üzerinden 2 m'yi aşmayacak bir yükseklikten düşmesine bağlıdır. M. sabuleti tarafından hızla koloniler kurulan yuvalar yeni yakılmış çayırlıklarla yakın ilişkili alanlardır.

Yuvalar, kurucu kraliçenin gelişimiyle ilişkili olarak çok yaşlı olmamalıdır: Buradaki problem şudur: yuvada çok sayıda kanatlı kraliçenin bulunuşu tırtılın hataya düşmesine ve bu yüzden işçi karıncaların saldırısına uğrayarak yenmesine yol açabilir.

Şimdi ilişkilerdeki karmaşıklığı anladığımıza göre, tavşanların ve diğer otlayan hayvanların olmadığı esasen iyi niyetli oluşturulan koruma alanlarının, ortamdaki baskın karınca türünün değişmesiyle sonuçlanan vejetasyon ve mikrohabitat değişikliklerine yol açtığını ve buna bağlı olarak da kelebeğin kompleks ilişki ağında zarara sebep olduğunu görebiliriz. Daha geniş bir ölçekte iklim değişikliğinin rolü olsa da, aşırı toplama bu olaydan sorumlu değildir. Şimdi, İsveç kaynaklı beş populasyon, aynı zamanda P. arion kelebeğin başarılı populasyonlarının devamını sağlayacak olan M. sabuleti için uygun koşullara sahip habitatlara aşılanmıştır. İlginçtir ki, aynı habitattaki diğer nadir böcek türleri de bu bilinçli mücadeleye olumlu yanıt vermişlerdir. Bu da, P. arion kelebeğinin ortamda şemsiye rolü üstlendiğini düşündürmektedir.

Türe Ait Genel Özellikler

...

Sınıflandırma

...

Orjinal Kombinasyon

...

Tip Lokalitesi

...

Tür Etimoloji

...

Türe Ait Diğer Özellikler

...

Tanım Kriteleri ▼

...

Benzer Türler

...

Tanı Kartları/Teşhis Anahtarları

...

Fiziksel Özellikler ▼

Kanat Açıklığı

...

Birincil Renkler

...

Eşeysel Dimorfizm

...

Yaşam Dönemleri ▼

Nesil Sayısı

...

Kışlama

...

Yumurta Dönemi

...

Larva/Tırtıl Dönemi

...

Pupa/Koza/Krizalit Dönemi

...

Uçuş Dönemi

...

Beslenme ve Habitat ▼

Habitat/Yaşam Alanı

...

Yükselti

...

Larva Bitkileri

...

Ergin Besin/Konukçu Bitkileri

...

Davranışlar ▼

Göç Durumu

...

Diğer Davranışsal Özellikler

...

Diğer Canlılarla İlişkileri ▼

...

Koruma ve Endemizm ▼

Koruma

...

Endemizm

...

Sinonim ve Kombinasyonlar Taksonomist
   
Alttürler Taksonomist
   
Dünya Dağılımı ▼

Arnavutluk, Ermenistan, Avusturya, Belçika, Bulgaristan, Beyaz Rusya (Belarus), İsviçre, Çin Halk Cumhuriyeti, Çek Cumhuriyeti, Almanya, Danimarka, Estonya, İspanya, Finlandiya, Fransa, İngiltere, Gürcistan, Yunanistan, Macaristan, İtalya, Hırvatistan, İran, Litvanya, Lüksemburg, Letonya, Makedonya, Hollanda, Polonya, Portekiz, Romanya, Rusya Federasyonu, İsveç, Slovakya, Türkiye, Tian Shan Dağları, Ukrayna, Virjin Adaları, Yugoslavya, Bosna Hersek, Kazakistan.

Palearktik Bölge Dağılımı ▼

Arnavutluk, Ermenistan, Avusturya, Belçika, Bulgaristan, Beyaz Rusya (Belarus), İsviçre, Çin Halk Cumhuriyeti, Çek Cumhuriyeti, Almanya, Danimarka, Estonya, İspanya, Finlandiya, Fransa, İngiltere, Gürcistan, Yunanistan, Macaristan, İtalya, Hırvatistan, İran, Litvanya, Lüksemburg, Letonya, Makedonya, Hollanda, Polonya, Portekiz, Romanya, Rusya Federasyonu, İsveç, Slovakya, Türkiye, Tian Shan Dağları, Ukrayna, Yugoslavya, Bosna Hersek, Kazakistan.

Türkiye Dağılımı ▼

Afyonkarahisar, Ağrı, Amasya, Ankara, Artvin, Bitlis, Bolu, Bursa, Erzincan, Erzurum, Gümüşhane, İstanbul, Kars, Muş, Tunceli, Van, Bayburt, Bartın, Ardahan, Iğdır.

Literatür

  • ...

Dış Bağlantılar

  • ...


Kaynak:

Candan, SELAMİ; KOÇ, Hasan; GÖK, Ali. BÖCEKLER: Entomolojinin Ana Hatları/The Insects: An Outline of Entomology. 2012.

Haritalar/Fotoğraflar
Sınıflandırma
İngilizce İsimlendirme: 
Arion Blue | Large Arion Blue
Üst Familya (Superfamily): 
Kabile (Tribe): 
Alt Kabile (Subtribe): 
Cins (Genus): 
Kelebek Sinonimleri: 
Görüldüğü Aylar: 
Koruma Statüsü: 
Kanat Altı Renkleri: 
Kanat Üstü Renkleri: 
Nesil Sayısı: 
1 nesil

İçeriklerde Sık Kullanılan Terimler

*Alttür (Subspecies): Türün diğer alt birimlerinden taksonomik olarak farklı, coğrafik olarak sınırlandırılmış, aralarında gen alışverişi olan bölgesel bir topluluk.
*Cins: Birbirine benzer türlerin toplandığı taksonomik kategori. Cins isimleri daima büyük harfle başlar ve italik olarak yazılır. İtalik yazma şansı yoksa altı çizili olarak yazılır. Örn: Polyommatus.
*Dimorfizm: Bir populasyonda morfolojik olarak iki tipin var oluşu.
*Ekolojik Yalıtım (Ekolojik İzolasyon): Aynı yerde yaşayan bir populasyonun kısımları arasında ekolojik nedenlerden dolayı eşeysel yalıt ımın oluşu.
*Eşeysel Dimorfizm: Erkekle dişi arasındaki yapısal farklılık.
*Fenon: Fenotipik olarak birbirine benzeyen örneklerden biri.
*Fenotip: Çevre faktörlerinin etkisiyle belirli sınırlar içinde değişebilen (reaksiyon normu), genotipin meydana getirdiği özelliklerin tümü (çoğunlukla bir bireyin görünüşü).
*Holotip: Üzerinde ilk defa özgül tanımlanmanın yapıldığı (yayınlanmış olmalıdır) va da İndikasyonla verilmiş olan, nominal taksonun tek bir bireyi.
*İkiztür (Siblingspecies): Üreme bakımından ya lıtılmış ; fakat yapısal olarak birbirine benzeyen türler.
*Katalog: Literatüre dayanılarak. belirli bir taksona ait isimlerin ve kaynakların liste halinde verilmesi.
*Kontrol Listesi (Çekliste): Kolleksiyonların düzenlenmesinde yardımcı olmak için, bir grubun taksonlarının bir düzen içinde verilmesi.
*Morfolojik Özellik: Bir organizmanın dış görünümündeki yapısal özelliklerdir. Bu özellikler, bir organizmanın türünü belirlemek, filogenetik ilişkileri anlamak ve evrimsel tarihi anlamak için kullanılabilir. Organizmanın anatomisi, fizyolojisi, histolojisi, embriyolojisi, sistematiği ve taksonomisi gibi birçok farklı alanda önemlidir. Örneğin, kelebeklerin anten yapısı, kanat şekli, bacak yapısı ve renklenme özellikleri gibi morfolojik özellikleri, kelebek türlerinin tanınmasına yardımcı olabilir.
*Nomenklatür: İsimler sistemi.
*Polimorfizm: Bir populasyondaki gen ve fenotip çeşitliliği.
*Sintip (Syntypus): Holotipi ayrılmamış bir tip serisi içerisinde, örneklerin herbirine verilen isim.
*Sinonim (Synonym = Eşad): Aynı taksona birden fazla verilen isimlerin herbiri. Bunlardan eski olanı, yani ilk verileni taksonun geçerli ismi olarak kullanılır.
*Taksan (Taxon; Çoğulu Taxa): Belirli bir kategori içine sokulabilecek ve yeni bir isim verilebilecek kadar fark gösteren taksonomik bir grup. Örneğin: Papilio machaon (tür kategorisinde takson), Papilio (cins kategorisinde takson), Papilionidae (familya kategorisinde takson).
*Tanım (Description): Taksonomide bir taksonun ya da örneğin, sınırlarını ortaya koymaksızın, diğer taksonlarla ayırımını net olarak belirtmeksizin, özelliklerinin verilmesidir.
*Teşhis (Determination): Bir bireyin taksonomik olarak tesbiti.
*Teşhis Anahtarı: Taksonları birbirlerinden kolayca ayırtedebilmek için, belirli bir sisteme göre düzenlenmiş karakter dizinleri.
*Tip (Typus): Bir taksana ismini veren bir örnek.
*Tip Lokalitesi (Locus Typicus): Neotip, lektotip ya da holotipin toplanmış olduğu yer.
*Varyasyon: Kalıtsal olan değişinimler.
*Yerel İsim: Bir taksonun o bölgedeki (yöresel) ismi. Nomenklatür (bilimsel isimlendirme) bakımından önemsizdir.
*Yöresel İsim: Bir taksonun o dildeki ismi.

Her sistematik taksonun sonunda o taksonu ilk defa tanımlayan bilim adamının ismi ve çoğunlukla yayınlandığı tarih bulunur. Örneğin, Pezotettix anatolica Uvarov, 1934. Tarih bir virgül ile yazardan ayrılır. Tanınmış sistematikçilerin ismi kısaltılmış olarak kullanılabilir. Örneğin. Linneus. Linn. olarak. Eğer yazar ismi tarih ile birlikte ya da sadece yazar ismi olarak bir parantez içine alınmış ise. bu, tanımlanan türün bir zamanlar (tür tanımlandığı zaman ya da daha sonra) başka bir cinse bağlı olduğunu gösterir. Örneğin, Rammepodisma natoliae (Ramme, 1939); natoliae tür ismi bir zamanlar Micropodisma'ya bağlıydı, daha sonra cins değişikliği yapılmıştır. Tercihen bu parantezden sonra revizyonu yapanın ismi kullanılır. Örneğin Rammepodisma natoliae (Ramme, 1939) Weidner, 1969.

Büyük baş harfle yazılmış italik bir isim (tek bir kelime) cinsi gösterir; eğer, sonuna 'sp.' gelirse o cinse ait bir türü, 'spp.' gelirse o cinse ait türleri ifade eder. Örneğin Gompus sp. (bir türü), Gomphus spp. (cinse ait türleri). Aynı durum alttürler için de geçerlidir. Örneğin subsp.; subspp. kullanılır. “ssp.” de aynı zamanda alt türleri belirtmek için kullanılmaktadır.

http://www.nic.funet.fi/pub/sci/bio/life/insecta/lepidoptera/ditrysia/