Lycaenidae (Su Güzelleri) Leach, 1815
Sitede Ara
Lycaenidae (Su Güzelleri) Familya Adı (Türkçe) MAVİLER, İNCEÇİZGİLİLER VE BAKIRLAR / ZARİF KANATLILAR Familya Adı (İngilizce) BLUES, COPPERS, HAIRSTREAKS & HARVESTERS / GOSSAMER-WINGED BUTTERFLIES Sistematikçi/Taksonomist Leach, 1815
Açıklama: Bu aile tür sayısı bakımından çok kalabalık bir ailedir. Önceleri Metal izliler de (Riodinidae) bu aileden sayılırken Wahlberg ve arkadaşları (2005) tarafından yapılan bir çalışma ile morfolojik ve moleküler özellikler bakımından ayrı bir familya olarak sınıflandırılmıştır. Bu ailedeki türleri birbirinden ayırt etmek çok zordur.
Lycaenidae ailesi çoğunluğu küçük ve orta boy olmak üzere 7.000'e yakın türüyle dünyanın ikinci en zengin kelebek familyasıdır. Bu familyanın Türkiye'de bulunan türleri her biri bir altfamilya olan üç gruba ayrılır: bakır kelebekleri (İng. coppers), saçkelebekleri (İng. hairstreaks) ve mavi kelebekler (İng. blues).
Türkiye'de en sık olarak nemli çayırlarda ve su kenarlarında görülen türlerin erkekleri, ateş kırmızısı, kiremit rengi ve parlak turuncu kanatlarıyla en göz alıcı kelebeklerimiz arasındadır. Dişi bakır kelebeklerinde kanatların zemini genellikle daha koyu renkte olup, çok sayıda siyah benek taşır. Benekli Bakır Kelebeği, İsli Bakır Kelebeği ve Büyük Mor Bakır Kelebeği gibi türler yurdumuzun her köşesinde sıklıkla görülür. Öte yandan İran Bakırı ve Fırat Bakırı gibi bazı bakır kelebekleri Güneydoğu Anadolu'da oldukça sınırlı bir dağılım gösterirler.
Yurdumuzda saçkelebekleri altfamilyasına bağlı türler arasında şeytancıklar olarak bilinen üç astropikal türün dağılımı yurdumuzun güneydoğu köşesiyle sınırlıdır. Kelebek gözlemcilerinin en aradığı türler arasında olan bu kelebekler dış görünüşleriyle bakırlara benzer. Tomares cinsinden türlerimiz de, kanadın alt yüzündeki turuncu ve yeşilimsi pullar ve siyah beneklerle en alımlı kelebeklerimiz arasındadır. Bir iki istisna dışında oldukça sınırlı alanda yaşayan ve zor görülen gelincikler her zaman kanatları kapalı olarak dinlenir ve beslenir. Satyrium cinsi tipik saçkelebekleri, kanat alt zemin rengi yeşil Callophrys cinsi zümrüt kelebekleri ve diğer saçkelebeklerinin aksine ender de olsa kanatları açık dinlenen Huş Kelebeği ve Mor Meşe Kelebeği gibi iki özgün tür bu altfamilyanın geri kalan üyelerini oluşturur.
Lycaenidae familyası arasında yurdumuzdaki en büyük altfamilya 110 üzerinde üyesi olan mavi kelebeklerdir. Mavi kelebeklerin birçoğunda kanatların üst yüzünün zemin rengi erkeklerde mavi, dişilerdeyse kahverengi tonlarındadır. Birçoğu kanadın alt yüzünde bulunan çok sayıda siyah ve turuncu benek taşıyan oldukça küçük bu mavi kelebekleri arazide tanımlamak her zaman kolay değildir. Bu zorluk, taksonomisi sürekli değişen, en yoğunlukla Doğu Anadolu'da yaşayan, çoğunluğunun arka kanat alt yüzünde beyaz bir şerit bulunan Agrodiaetus mavi kelebeklerinde en üst düzeye ulaşır. Kelebek gözlemcilerinin "agrolar" olarak adlandırdığı bu kelebeklerin bazıları sadece kromozom sayısına ya da erkeklerin üreme organlarına bakarak kesinlikle tanımlanabilir. Hatta bazı türlerde genital yakınlık o kadar fazladır ki tanımlama için genetik olarak inceleme zorunlu hale gelmektedir.
Mavi kelebekler arasında hem birçok yerel ve ender görülen türler, hem de oldukça yaygın ve sık görülen türler bulunur. Örneğin, Çokgözlü Cilo Mavisi sadece Hakkari'deki Cilo Dağları'nda, Çokgözlü Mavi ise tüm illerimizde deniz seviyesinden 3.000 metre yükseklikteki dağlara kadar her türlü habitatta görülebilir.
Birçok Lycaenidae türü karınca-severdir (ing. myrmecophilus); tırtıllar bazı karınca türlerinin sevdiği tatlı bir sıvı üretir; bunun karşılığında karıncalar tırtılları avcılardan korur. Bu türler genelde pupa dönemini karınca yuvalarında geçirdiği için pupalarını görmek oldukça zordur.
Literatür
-
Baytaş, A. (2019). Türkiye’nin Kelebekleri; Arazi Rehberi.
Dış Bağlantılar
İçeriklerde Sık Kullanılan Terimler
*Alttür (Subspecies): Türün diğer alt birimlerinden taksonomik olarak farklı, coğrafik olarak sınırlandırılmış, aralarında gen alışverişi olan bölgesel bir topluluk.
*Cins: Birbirine benzer türlerin toplandığı taksonomik kategori. Cins isimleri daima büyük harfle başlar ve italik olarak yazılır. İtalik yazma şansı yoksa altı çizili olarak yazılır. Örn: Polyommatus.
*Dimorfizm: Bir populasyonda morfolojik olarak iki tipin var oluşu.
*Ekolojik Yalıtım (Ekolojik İzolasyon): Aynı yerde yaşayan bir populasyonun kısımları arasında ekolojik nedenlerden dolayı eşeysel yalıt ımın oluşu.
*Eşeysel Dimorfizm: Erkekle dişi arasındaki yapısal farklılık.
*Fenon: Fenotipik olarak birbirine benzeyen örneklerden biri.
*Fenotip: Çevre faktörlerinin etkisiyle belirli sınırlar içinde değişebilen (reaksiyon normu), genotipin meydana getirdiği özelliklerin tümü (çoğunlukla bir bireyin görünüşü).
*Holotip: Üzerinde ilk defa özgül tanımlanmanın yapıldığı (yayınlanmış olmalıdır) va da İndikasyonla verilmiş olan, nominal taksonun tek bir bireyi.
*İkiztür (Siblingspecies): Üreme bakımından ya lıtılmış ; fakat yapısal olarak birbirine benzeyen türler.
*Katalog: Literatüre dayanılarak. belirli bir taksona ait isimlerin ve kaynakların liste halinde verilmesi.
*Kontrol Listesi (Çekliste): Kolleksiyonların düzenlenmesinde yardımcı olmak için, bir grubun taksonlarının bir düzen içinde verilmesi.
*Morfolojik Özellik: Bir organizmanın dış görünümündeki yapısal özelliklerdir. Bu özellikler, bir organizmanın türünü belirlemek, filogenetik ilişkileri anlamak ve evrimsel tarihi anlamak için kullanılabilir. Organizmanın anatomisi, fizyolojisi, histolojisi, embriyolojisi, sistematiği ve taksonomisi gibi birçok farklı alanda önemlidir. Örneğin, kelebeklerin anten yapısı, kanat şekli, bacak yapısı ve renklenme özellikleri gibi morfolojik özellikleri, kelebek türlerinin tanınmasına yardımcı olabilir.
*Nomenklatür: İsimler sistemi.
*Polimorfizm: Bir populasyondaki gen ve fenotip çeşitliliği.
*Sintip (Syntypus): Holotipi ayrılmamış bir tip serisi içerisinde, örneklerin herbirine verilen isim.
*Sinonim (Synonym = Eşad): Aynı taksona birden fazla verilen isimlerin herbiri. Bunlardan eski olanı, yani ilk verileni taksonun geçerli ismi olarak kullanılır.
*Taksan (Taxon; Çoğulu Taxa): Belirli bir kategori içine sokulabilecek ve yeni bir isim verilebilecek kadar fark gösteren taksonomik bir grup. Örneğin: Papilio machaon (tür kategorisinde takson), Papilio (cins kategorisinde takson), Papilionidae (familya kategorisinde takson).
*Tanım (Description): Taksonomide bir taksonun ya da örneğin, sınırlarını ortaya koymaksızın, diğer taksonlarla ayırımını net olarak belirtmeksizin, özelliklerinin verilmesidir.
*Teşhis (Determination): Bir bireyin taksonomik olarak tesbiti.
*Teşhis Anahtarı: Taksonları birbirlerinden kolayca ayırtedebilmek için, belirli bir sisteme göre düzenlenmiş karakter dizinleri.
*Tip (Typus): Bir taksana ismini veren bir örnek.
*Tip Lokalitesi (Locus Typicus): Neotip, lektotip ya da holotipin toplanmış olduğu yer.
*Varyasyon: Kalıtsal olan değişinimler.
*Yerel İsim: Bir taksonun o bölgedeki (yöresel) ismi. Nomenklatür (bilimsel isimlendirme) bakımından önemsizdir.
*Yöresel İsim: Bir taksonun o dildeki ismi.
Her sistematik taksonun sonunda o taksonu ilk defa tanımlayan bilim adamının ismi ve çoğunlukla yayınlandığı tarih bulunur. Örneğin, Pezotettix anatolica Uvarov, 1934. Tarih bir virgül ile yazardan ayrılır. Tanınmış sistematikçilerin ismi kısaltılmış olarak kullanılabilir. Örneğin. Linneus. Linn. olarak. Eğer yazar ismi tarih ile birlikte ya da sadece yazar ismi olarak bir parantez içine alınmış ise. bu, tanımlanan türün bir zamanlar (tür tanımlandığı zaman ya da daha sonra) başka bir cinse bağlı olduğunu gösterir. Örneğin, Rammepodisma natoliae (Ramme, 1939); natoliae tür ismi bir zamanlar Micropodisma'ya bağlıydı, daha sonra cins değişikliği yapılmıştır. Tercihen bu parantezden sonra revizyonu yapanın ismi kullanılır. Örneğin Rammepodisma natoliae (Ramme, 1939) Weidner, 1969.
Büyük baş harfle yazılmış italik bir isim (tek bir kelime) cinsi gösterir; eğer, sonuna 'sp.' gelirse o cinse ait bir türü, 'spp.' gelirse o cinse ait türleri ifade eder. Örneğin Gompus sp. (bir türü), Gomphus spp. (cinse ait türleri). Aynı durum alttürler için de geçerlidir. Örneğin subsp.; subspp. kullanılır. “ssp.” de aynı zamanda alt türleri belirtmek için kullanılmaktadır.
http://www.nic.funet.fi/pub/sci/bio/life/insecta/lepidoptera/ditrysia/
Son yorumlar